Dolar 32,9449
Euro 35,7631
Altın 2.529,53
BİST 10.891,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 32°C
Açık
İstanbul
32°C
Açık
Paz 32°C
Pts 30°C
Sal 29°C
Çar 29°C

Çölyak hastalarının aradığı karabuğdayın hasadına başlandı

Kastamonu’da, glüten içermemesi sebebiyle çölyak hastalarından büyük ilgi gören ‘karabuğday’ın hasadına başlandı. Deneme amacıyla karabuğday eken bir çiftçi ise rekolte karşısında büyük memnuniyet yaşadığını söyledi.

Çölyak hastalarının aradığı karabuğdayın hasadına başlandı
16 Ağustos 2022 12:57
104
A+
A-

Son dönemlerde glütensiz besin kaynaklarına artan rağbet ve çölyak hastalarının aradığı ürün haline gelen karabuğday, Kastamonu’da hasat edilmeye başlandı. Arıcılığa da katkı sağlayan karabuğdayın Türkiye’deki ekim ekim alanı her geçen gün genişliyor. Çevresindeki birçok kişinin “yapamazsın” söylemlerini dikkate almayarak Kastamonu’nun İhsangazi ilçesinde karabuğday eklemeye karar verdi. Geçen yıl deneme amacıyla 10 dönüm alana karabuğday eken Yasin Ciğerci, yüksek verim ve talebin fazla olması sebebiyle ekim alanını bu yıl genişletti. 20 dönüm alanda Karabuğday eken Yasin Ciğerci, aldıkları verim karşısında büyük memnuniyet yaşadığını söyledi. Kentte çölyak hastalarının protein değeri yüksek ürünlere ulaşmasını kolaylaştıracak olan karabuğday üretiminde, 20 dönüm arazide yaklaşık 7 ton verim alındı.

Kastamonu’nun İhsangazi ilçesinde genç yaşta çiftçilik yaptığını anlatan Yasin Ciğerci, “Karabuğdayla ilk tanışmam, siyez buğdayından sonra daha farklı bir tür arayışındaydım. Bu arayış yaklaşık 2 yılımı aldı. Daha sonra karabuğdayla tanıştım ve bu buğdayın Türkiye’de neredeyse yok denilecek seviyede olmadığını gördüm. Deneme amacıyla ilk olarak kendi deneme alanımı yaptım. Buğday hakkında çok bir bilgimiz yoktu. Çünkü normal familyası çok farklı, kuzugiller familyasından. Karabuğday üçgenimsi bir yapıya sahiptir. İlk deneme aşamasında gözlemledim. Çünkü normal buğday gibi olmuyor. Hiçbir bilgiye sahipte değildim, ekim aşamasında. Bu buğdayı eken birilerine sorduğumda ise ‘siz yapamazsınız, ekemezsiniz’ gibi karşı görüşlerle karşılaştım. Ben bu buğdayı yetiştirebileceğime inandım ve babama danıştım, onunda desteği ile ekmeye başladık” dedi.

Karabuğdayın Mayıs ayında dikildiğini ve kendisini yağmur ve kar suları ile beslediğini anlatan Yasin Ciğerci, “Biz, bu buğdayı doğal olarak yetiştirmeyi planladık ve bunu da başardık. Karabuğdayın hasadını yaparken normal hasatlardan farkı biraz daha geç olması yani normalde siyez ya da buğdayda başak yapıları da farklı oluyor. Buğdayımızda glüten hiç yoktur, glüten olmayacağı içinde çölyak hastaları çok rahat bir şekilde yiyebiliyor. En sağlıklı ürünü ortaya çıkarabilmemiz için çabaladık zaten amacımız da buydu ve gerçekten risk alarak diktik. Biz bu ürünü, başta ne çıkacağını dahi bilmiyorduk ve şu anda da iyi diyebiliyoruz. Bir şeye inandığınızda ve bunu başardığınızda çok mutlu oluyorsunuz. Benimde mutluluğum karabuğday oldu. Çünkü siyez buğdayından sona daha farklı ne yapabilirim dedim, karabuğday olduğunu fark ettim. Bu buğdayın ise farklı çeşitlerine yönelmek istiyorum. Yani karabuğdayın makarnası, eriştesi hatta ekmeğini bile yapmayı düşünüyorum. Bunları yaparken doğallık çok önemli farkı bir un işin içine girmeden sadece karabuğdayla olması gerekiyor. Yerken bile o aromatik kokusunu kendine ait özelliklerini ortaya çıkması gerekiyor. Karabuğday ve diğer buğdaylardan ayıran en büyük özelliği kendi aroması ve rengi. Çiğ ve fırınlanmış olarak ikiye ayrılabiliyor, bizim amacımız ise burada çiğ olarak üretebilmek. Çiğ derken tarlada iyice oluşması gerekiyor, eğer tarladan oluşmadan biçtiğimiz zaman olmuyor, aşamaları var. Biz en olgun kısımda karabuğdayı biçiyoruz. Biçme aşaması bittikten sonra kurutma aşaması geliyor. En doğal şekilde güneş ışığı ile kuruması gerekiyor. Fabrikasyon makineye girmeden en doğal şartta kurutulması gerekiyor. Benim amacımda buydu, karabuğdayla tanışmak ve tanışıktan sonra ise farklı daha neler yapılabilir mesela en sağlıklı hiç ilaç kullanmadan, buydu ve bunu da başardım” diye konuştu.

İhsangazi’de 20 dönümlük araziden yaklaşık 7 ton civarında verim aldıklarını söyleyen Ciğerci, “İlk olarak 7,5 dönümlük bir araziye ektim, orada yaklaşık 1 ton ürün elde ettim. Bu sene ise 20 dönümlük araziye karabuğday ektim. 6 ila 7 ton arasında bir ürün elde ettim. Bu ürünleri ektikten sonra kendini nemli olarak veriyor ve o nemi de kurutmanız gerekiyor. Kurutmadığınız takdirde farklı türde böceklenmeler yapıyor” şeklinde konuştu.

Özellikle çölyak hastalarının karabuğdaya talebinin yoğun olduğunu belirten Ciğerci, “Ben bu ürünü yapmadan önce çölyak hastaları çok talepte bulundu. Böyle bir şey var mı? Doğal ne yapıp kullanabiliriz. Benimde uzun zamandır araştırdığım bir üründü. Benim için önemli olan sağlık konusu en doğal olan bilen ürünü ortaya çıkarmaktı. Çölyak hastaları çok rahat bir şekilde kullanabiliyor. Son zamanlarda karabuğday yeni yeni ekilmeye başlandı. Biz çiftçiyiz araştırmamız gerekiyor nasıl farklı ürünler ortaya çıkarmamız gerekiyor bunu bilmeliyiz” ifadelerini kullandı.

 

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.